İzlenmesi Gereken 5 Gayrimenkul Teknolojisi Girişimi

İzlenmesi Gereken 5 Gayrimenkul Teknolojisi Girişimi

İş dünyasının her alanında değişim için katalizör olmayı sürdüren teknolojinin gayrimenkul sektörüyle buluşmasıyla yeni bir ekosistem ortaya çıkıyor. Bu sistem içerisinde öbeklenen girişimlerin adı ise ‘proptech’ bir diğer deyişle gayrimenkul teknolojisi girişimleri. Yapılan araştırmalar 2016 yılında 277 gayrimenkul teknolojisi girişimine toplam 2.7 milyar dolar yatırım yapıldığını ortaya koyarken, 2017’de bu rakamın 3 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Dünya çapında ses getiren bu girişimlerden sizler için seçtiklerimizi gelin hep birlikte inceleyelim.

Cadre Donald Trump’un kampanyasını yöneten damadı Jared Kushner’in aktif bir gayrimenkul teknoloji yatırımcısı olduğunu biliyor muydunuz? Teknoloji odaklı bir yaklaşımla kurumsal kalitedeki gayrimenkullere yatırım yapılmasını kolaylaştıran Cadre; iş modeliyle dikkat çekiyor. Benzer kitle fonlaması girişimlerinde olduğu gibi yatırımcıların ticari bir mülk üzerinden küçük hisseler satın almasını sağlayan Cadre’nin diğer platformlardan ayrıştığı konu ise yatırım payının satışı ile ilgili. Cadre’nin bu konudaki vizyonu pay satışları ile ilgili online borsasını kurmak olmuş. Yakın zamanda Türkiye’de çok konuşulan gayrimenkul sertifika sisteminin ticari gayrimenkul için ve online hali olarak da düşünebilirsiniz. Haziran ayında $65 milyon yatırım alarak şirket değerlemesi $800 milyon’a ulaştı.

Redfin 2004 yılında kurulan Redfin’in iş modeli teknolojiden ziyade hibrit teknoloji destekli bir gayrimenkul aracılığı modeli olması. Konut sektöründe faaliyet gösteren bu girişim; maaşlı gayrimenkul danışmanı çalıştırıyor ve geliştirdikleri teknoloji sayesinde daha düşük komisyon ücretleri sunabiliyor. Gayrimenkul aracılığı dışında mortgage aracılığı ve doğrudan konut satın alma ve satma hizmetleri de sunmayı planlayan bu girişimin, kuruluşundan beri hiç kâra geçememiş olması ve yakın zamanda sektörün ilk halka arzını gerçekleştirmiş olması dikkat çekici. Halka arz diğer girişimler için önemli bir emsal teşkil edecek.

Zillow 2005 yılında kurulup 2011 yılında halka arz edilen ve ABD’nin en büyük emlak ilan sitesi olan Zillow bugün 8 milyar dolar gibi bir değerlemeye sahip. Geçen sene en büyük rakibi Trulia’yı 3.5 milyar dolara satın alan Zillow’un; Streeteasy gibi çok sayıda rakip ve girişim satın almış olması da ayrıca dikkat çekiyor. Yeni bir gelir modeli olarak sitelerini ziyaret eden kullanıcıların gayrimenkul arayış bilgilerini gayrimenkul aracılarına satmaları New York gayrimenkul dünyasında ciddi ses getirmişti. Bu durum emlak sitelerinin artan rekabet ve gelişen teknoloji ile birlikte iş modellerini geliştirmeleri gerektiğini de bizlere hatırlatıyor. Satılık ve kiralık gayrimenkulleri yayınlamak artık yetmiyor, mutlaka katma değer yaratmak gerekiyor.

WeWork Paylaşım ekonomisinin en önemli yapı taşlarından biri olan ortak çalışma alanı (Co-Working Space) hızla yayılmaya devam ediyor. Bu alanda dünyanın en geniş ağına sahip olan WeWork aslında teknoloji şirketinden ziyade teknoloji destekli esnek hazır ofis ve ortak çalışma ortamları sunan bir gayrimenkul şirketi. 2010 yılında kurulan ve bu dikeyin en önemli oyuncusu olan WeWork aylık ortalama $650’lık üyelik ücreti ile bir nevi ofislerin Airbnb’si olarak tanımlanıyor. Bugüne kadar $4.45 milyar yatırım alarak şirket değerini $20 milyara ulaştırmış olması ise dikkat çekiyor. Dünyadaki 110 yerde faaliyet gösteren şirketin yılda 1 milyar dolara yakın bir ciro elde ettiği söyleniyor.

Opendoor Opendoor gayrimenkul teknoloji sektöründe 1 milyar dolarlık şirket değeri ile nadir girişimlerden biri. Geliştirdikleri teknoloji ve kullandıkları veri yardımıyla evini acil satmak isteyenlere anlık teklif verip onları satın alan Opendoor, kısa sürede 320 milyon dolar yatırım alarak en hızlı büyüyen şirketlerden biri oldu. İş modelinin temelini ise konut satanın güvenilir ve hızlı satış süreci karşılığında makul bir indirim ile mülkünü satması oluşturuyor. Bir açıdan Redfin’in benzeri olan Opendoor’da gayrimenkul danışmanı olmadan satın aldıkları konutları kendi platformları üzerinden satıyorlar. ABD’de $100 bin ve $500 bin arası değeri olan müstakil evlere odaklanmaları ise kendilerine bir taraftan önemli bir avantaj sağlarken diğer taraftan aşılması gereken bir kısıtlama da getiriyor.

Cushman & Wakefield Türkiye

Yönetici Ortağı

Tuğra Gönden

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir