DEPREM BÖLGESİNDE 8 ADIMDA YENİDEN ŞEHİR PLANLAMA

DEPREM BÖLGESİNDE 8 ADIMDA YENİDEN ŞEHİR PLANLAMA

Kısa bir süre önce Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve birçok ilimizde  gerçekleşen ve tüm Türkiye’yi derinden sarsan deprem felaketi, şehir planlamasının önemini yeniden gündeme getirdi.Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir bölge olmasının yanında heyelan, orman yangını, sel, taşkın,  ve diğer afetlerin sık yaşandığı bir ülke olduğu gerçeği unutulmadan yerleşim yerlerinin seçimi ve doğru planlama yapılarak kentleşme politikalarının geliştirilmesi oldukça önemli bir konu. Peki yakın vadede bölge özelinde yapılacak şehir planlamasında hangi konuların göz önünde bulundurulması gerekiyor?

Yapısal Düzenlemeler: Afet risklerinin azaltılması adına deprem sonrasında, tüm yapıların gözden geçirilmesi ve güvenliği sağlamak için gerekli onarımların ve sağlamlaştırılmaların yapılması gerekiyor. Diğer yandan gerçekleştirilecek kentsel dönüşüm projelerinin rant amaçlı ve jenerik olmaması, mikro bölgeleme ve gerekli jeomorfolojik etütlerin yapıldığı zeminlerde, bölgenin iklim ve sosyo ekonomik dokusuna uygun, komşuluk ilişkilerinin ve yatay mimarinin hakim olduğu yeni yapı teknolojileri ile birlikte tasarlanarak inşa edilmesi gerektiği atlanılmamalı. Sürdürülebilir malzemeler ise erken uyarı sistemi ile yenilenebilir enerji tüketimine uygun ve karbon ayak izini azaltıcı şekilde uygulanıyor olmalı. Taşıt bağımlılığını artırmayan, yürünebilirliğin ön planda olduğu ‘’dirençli şehir konseptinin’’ ise ivedilikle gündeme alınması bir diğer önemli konu olarak karşımıza çıkıyor. Kriz anında kısa vadeli acele bir planlama yerine, çok aşamalı, uzun vadeler için planlanmış şehirleşme önem kazanıyor. Bu duruma en güzel örnek olarak 2016 İtalya depremi sonrası Renzo Piano’nun önerdiği şehirleşme politikası incelenebilir.

Afet Yönetimi : Şehirler özelinde afet yönetim planları oluşturulurken, halkın afet durumunda nasıl hareket etmesi gerektiği eğitim ve tatbikatlarla belirlenmelidir. Acil durum ekipleri ise herhangi bir durumda hızla müdahale edecek şekilde hazır olmalıdır.

Yeşil Alanlar :  Şehir planlaması yapılırken, yeşil alanların korunması ve yeni alanların oluşturulması önemlidir. Bu alanlar, insanların doğayla temas kurarken, streslerini azaltmalarına yardımcı olur.

Afet Toplanma ve Barınma Alanları : Olası afet durumlarına karşı toplanma alanları oluşturulmalı ve geçici barınma olanakları yeniden oluşturulana kadar hem vatandaşların paniğini önleyen hem de sağlıklı bilgi alışverişini sağlayan bir ortam hazırlanmalıdır. Bu alanlar tespit edilirken bölgenin nüfus yoğunluğu, topoğrafyası, altyapı ve ulaşımı, dezavantajlı kesimlerin erişebilirliği, tehlikelerden uzaklığı ancak konut alanlarına yakınlığı dikkate alınmalıdır. Mevcut park alanlarının dışında güçlendirilmiş okul bahçeleri ve meydanlar gibi şehirsel alanlar da afet toplanma alanları olarak belirlenebilir. Barınma alanları ise afetzedelerin barınma gereksinimlerini giderecek, çadır ve konteynır kent kurulacak alanlar anlamına gelmektedir. Bu alanlar belediye ve valilikler ile koordine bir şekilde yapılmalıdır. Afet sonrası hızla kurulmuş bu alanların ileride yaşam kalitesi yüksek, geçici yerleşim alanlarına dönüşebilme potansiyeli ise önceden düşünülmeli, kaynakların etkin kullanımı hedeflenmelidir.

Ulaşım ve Altyapı Sistemi :Şehir planlaması yapılırken, etkin bir ulaşım sistemi oluşturulması önemlidir. Ulaşım sistemi, insanların kolayca seyahat etmelerine ve acil durumlarda hızlı bir şekilde müdahale edebilmelerine yardımcı olur. Toplu taşıma hatları da depreme dayanıklı olarak tasarlanırsa afet anında yaşanabilecek ulaşım krizleri en aza indirgenmiş olur. Su ve atık yönetimi konusunda ise halk bilinçlendirilmeli, gerekli altyapı sistemi önceden düşünülmelidir.

Toplum Merkezleri : Şehirde, insanların bir araya gelebilecekleri ve sosyal faaliyetlerde bulunabilecekleri toplum merkezlerinin oluşturulması afet sonrası toplumsal dayanışmayı artırır.

Eğitim ve Farkındalık : Şehirde yaşayan halkın olası afetler hakkında eğitilmesi hem hazırlıklı olmaları hem de afet durumunda nasıl hareket edeceklerini bilmeleri bakımından önemlidir.

Enkaz Yönetimi : Deprem sonrası toplanması gereken enkazlar göz ardı edilen bir diğer önemli konudur. Geri dönüşümü mümkün olabilecek enkazların önceden belirlenmiş ve gerekli ekolojik önlemlerin alındığı döküm alanlarına bırakılarak tasnif işlemleri gerçekleştirilmelidir.

Deprem sonrası Kahramanmaraş bölgesindeki kent planlaması tüm bu konular göz önünde bulundurularak, yapılmalıdır. Bu planlama, insanların güvenliği, sağlığı ve refahı için gerekli olan unsurları içermeli ve modern şehir planlama standartlarına uygun olmalıdır.

Deprem gibi büyük felaketler sonrası yalnızca barınma alanlarının değil şehirlerin hayatta kalmasını sağlayan ekonomik faaliyetlerin ve hizmetlerin de zarar gördüğü ve telafilerinin ancak uzun vadede mümkün olabildiği unutulmamalıdır. Bu yüzden planlama yapılırken geniş kapsamlı düşünülmeli, imar affı konusu etraflıca ele alınmalı ve uygulamalar kısıtlanmalıdır.

 

Neşe Kurt

Senior Consultant, Valuation & Advisory

Cushman & Wakefield I TR International