Gelecek Peşimizde!

Gelecek Peşimizde!

Öyle bir gelecek düşünün ki insanoğlunun çağlar boyu tecrübe ederek oluşturduğu tüm ön kabuller, ekonomik modeller, toplumsal kaygılar ve sosyal yapılar yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlamış, hükümetler tüm ekonomik ve sosyal regülasyonları dijital çağın gereksinimlerine göre yeniden düzenlemiş, geliştirilmiş teknolojik çözümler çalışanlara mobil, esnek ve dinamik çalışma fırsatı tanımış, dünya nüfusunun %60’dan fazlası yer yüzünün %3’ünü kaplayan kentlere yerleşmiş, kaynakların efektif ve doğru kullanım zorunluluğu yeni bir şehircilik anlayışı gelişmesine önayak olmuş.. Çok değil, 23 sene sonrasındaki yakın geleceğe, 2040’a hoş geldiniz!

Hem Asya’da hem de Batı’da yaşanan hızlı robotlaşma ve dijitalleşme, 2040 yılına geldiğimizde özellikle hizmet ve üretim sektörlerindeki istihdam modellerini baştan aşağı değiştirerek, şirketlerdeki çalışanların %47’sini bu değişimin içine çekecek. İnsan gücüne dayalı operasyonel modellerden akıl gücüne dayalı operasyonlara doğru bugün gözlemlenen tüm dönüşümler, 2040 yılına geldiğimizde tamamlanarak, sosyal zeka, iletişim yetenekleri, EQ gibi yeni nesil özellikler çalışanlarda aranan nitelikler halini alacak. Çalışma hayatı; kamusal alanlar, café’ler, paylaşımlı ofisler bugünün üçüncül alanlarına doğru kayarken; mesai saatleri, toplantılar gibi bugüne ait kavramlar köklü değişikliklere maruz kalacak. Peki çok da uzak olmayan bu gelecek senaryosunda çalışma, eğlence ve alışveriş alanları birbirine karışmaya başlarken, tipik bir çalışanın günlük hayatı nasıl olacak?

Gün Akıllı Evlerde Başlıyor

Bugün bile sık sık karşılaştığımız kentleşmenin olmazsa olmazı akıllı ev teknolojileri, 2040’a geldiğimizde kentlerdeki binaların bir çoğunda standart hale gelerek, ev sakinlerine asistanlık yapmaya başlayacak. Akıllı evinizin uyanmanız gereken saatte perdeleri açmış, trafik yoğunluğunu analiz etmiş, gün içindeki görüşmeleri ve diğer olmanız gereken yerleri haritada zamanına göre planlamış, hava durumuna bağlı olarak ulaşım için kullanacağınız araçları belirlemiş, rezervasyonları yapmış ve evden çıkmanız gereken saati size hatırlattığını düşünün, enteresan değil mi?

smart-home-devices-worth-it-intro-670x335

Açıkçası sadece akıllı evler değil, yakın gelecekte gün içinde kullandığımız tüm araç ve alanlar birbirine entegre çalışarak ve yaşadığımız kentteki akıllı teknolojiler birbiriyle iletişime geçerek günümüzü efektif bir şekilde planlayacak gibi duruyor. Daha iyi ve efektif planlanan bir gün, daha fazla zaman ve esnekliğe sahip bir iş günü demek mi olacak, bekleyip  göreceğiz.

2040’da Ulaşım

İster toplu ulaşım ister kendi aracımızı tercih edelim, 2040 şehirlerinde trafiğin tüm karmaşasını sürücüsüz araçlara devretmiş olacağız. Arabayı park edecek yer aramak, trafik yoğunluğuyla mücadele etmek gibi zaman tüketici ve yıpratıcı şeylerle uğraşmak yerine, kendimizi kişisel hayatımıza verebileceğimiz, sahip olduğumuz her dakikayı kendimiz ve yapmak istediklerimiz için ayırabileceğimiz bir geleceğe, seyahat ederken bile işlerimizi yürütebileceğimiz, takvimimizi kontrol edebileceğimiz, kişisel asistanımızdan anlık destek alarak ihtiyaç duyduğumuz tüm ayarlamaları yapabileceğimiz bir hayata merhaba diyeceğiz.

Akıllı Çalışma Alanları

2040’a geldiğimizde, dijitalleşen dünya, bağımsız bireysel çalışma mantığını grup çalışmalarıyla bir araya getirip mesafelerden bizi özgürleştirirken, günümüz çalışma biçiminden uzaklaşıp, VR teknolojilerle desteklenen sanal çalışma ortamları, toplantılar ve takım çalışmalarına şahitlik yapacak. Tamamen dijitalleşen çalışma alanlarında, güvenlik veya hijyen gibi günlük rutinler insanların ilgilenmesi gereken konular olmaktan çıkararak geliştirilen yazılımlarla çözümlenirken, işe alımlar kişilerin yaşadığı lokasyondan bağımsız bir hale erişecek, ekipler ise şimdiye kadar hiç olmadığı kadar çoğulcu bir yapıya kavuşacak.

smart-office

Akıllı çalışma alanları, bizim nasıl hareket ettiğimizi algılayarak gerekli tasarımsal değişiklikleri önerecek, belirli alanlardaki yoğunlaşmaları tespit ederek  verimliliği sağlamak adına akılcı çözümler geliştirecek, ihtiyaç duyulan malzemelerin siparişini otomatik gerçekleştirebilecek. Hatta tespit edilen kalabalığa göre çalışma alanlarını yeniden organize edecek, potansiyel tehlikeleri ölçümleyerek rapor edecek, kamusal alanlarda sürekli ölçümlemeler yaparak salgın hastalıkları önlemek adına havalandırma sistemini düzenleyecek ve tamamen bizim hayatımıza yoğunlaşarak  daha mutlu, huzurlu ve efektif çalışma rutinine sahip olmamızı sağlayacak. Bununla birlikte tamamen kablosuz teknolojilerle donatılmış çalışma alanları ise mobil hayatımızı gerçek anlamda zenginleştirerek hareket ve iş yapış biçimimizi özgürleştirecek.  Özetle fiziksel alanlarla dijital alanların muhteşem bir uyum içinde buluştuğu gelecekte, çeşitliliği ve esnekliği sağlayan çalışma alanları önem kazanırken, ihtiyaç duyulan donanımlar veya tespit edilen sorunlar anlık olarak çözümlenebilecek. Örneğin bugün bile hayati önem kazanan 3D printing teknolojisi, bu anlık çözümleri bize getirecek kadar hayatımızın içine girecek.

Her ne kadar gelecek hakkında öngörüler çok daha detaylı ve sınırsız olsa da, bugünün çalışma alanları ya büyük değişiklikler yaşayarak yeni nesil yaşam biçimine uyumlu hale gelecek ve insanı merkeze alan teknolojileri sahiplenecek ya da bu alanlar hızlı bir şekilde piyasa değerinin altına düşerek, rekabetçi özelliklerini kaybedecek.

Dolayısıyla ticari gayrimenkul sektörünün bugün için yüzleştiği en büyük zorluklardan biri olan co-working alanlar, gelecekte sektörün en büyük operasyonlarını oluştururken, dijitalleşen bireyler, hem evlerinde hem trafikte hem de çalışma alanlarında sözü geçen tek özne halini alacak demek çok da yanlış olmayacaktır.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir