Havalimanları Alışverişin Yeni Adresi Oluyor

Havalimanları Alışverişin Yeni Adresi Oluyor

Türkiye’de son 30 yılda açılan havalimanları ile birlikte havacılık sektörü, şehirlerarası yolcu taşımacılığının bel kemiği haline dönüştü. Hem daha güvenli hem de karayolu yolcu taşımacılığına oranla daha çevreci bir çözüm olan hava taşımacılığı, Türkiye’nin dış dünyayla olan finansal ve kültürel bağının gelişmesine önemli oranda katkı sağladı. Bu gelişme Türkiye’nin globalleşen dünya düzeninde yerinin güçlenmesine de ön ayak oldu. Özellikle İstanbul Yeni Havalimanı’nın hizmete açılmasıyla birlikte 200 milyona yakın yolcunun Türkiye havalimanlarını kullanacağı öngörülüyor.  Antalya, İzmir Adnan Menderes, Ankara Esenboğa, İstanbul Atatürk, ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanları iç ve dış dış hat yolcuları tarafından sıklıkla kullanılırken, yabancı yolcuların da aktarma noktası haline geldi. Bu durum hava taşımacılığını sadece turizm sektörüyle alakalı olmaktan çıkararak özellikle perakende sektörü için takip edilmesi gereken bir alan haline getirdi.

Uluslararası yolcu sayısının artması ve yolcu profilinin gelişmesi ile yıllar içinde havacılık dışı sektörlerin de ilgi odağına yerleşen havalimanları, dijitalleşmeyle birlikte hızlı bir şekilde operasyonel yüklerden sıyrılarak yolcu dostu haline gelirken, yolculuk öncesi ve sonrası süreçlerde seyahat eden kişilerin vakit geçirmek istediği alanlara dönüştü.

Özellikle son 10 yılda teknolojiyle birlikte tüketicileri ve tüketicilerin ihtiyaçlarını merkeze alan iş modellerinden ilham alan havalimanı işletmecileri de tüketici/yolcu merkezli yaklaşımlara yönelirken, havalimanlarında sağlanan servisler de devinim geçirerek çeşitlendi ve işletmeciler için ciddi bir gelir kaynağı olarak görülmeye başlandı. Başta perakendeciler olmak üzere yeme-içme sektöründe hizmet veren şirketler, otel işletmecileri, araç kiralama şirketleri ve finans kurumları bir bir havalimanlarında kendine yer bulurken, kimi mega markalar özel konseptlerle havalimanlarını ayrı bir satış kanalı olarak kullanmaya yöneldi. Örneğin, İtalya’nın başkentindeki Roma Fiumicino Havalimanı’nda lüks markalar için dizayn edilen ve bu markaların özel koleksiyonlarıyla yer aldığı duty-free katı hem birçok modacı ve moda severin özellikle ilgi gösterdiği bir alan hem de havalimanı işletmecisi ve markalar için ciddi bir gelir kaynağı haline geldi. Fiumicino Havalimanı’nın lüks alışveriş katında yapılan alışverişlerin ortalama tutarı 2017 yılında 500 Euro olarak gerçekleşirken, halihazırda İtalya’da bulunmayan markalar pop-up mağazalarıyla lüks alışveriş katındaki müşterileriyle buluşmaya başladı. Avrupa’dan bir diğer örnek ise sadece Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda satılmak üzere şişelenen ve tanesi 250 bin Euro’dan satışa sunulan üç şişe içkinin kendine alıcı bulması.

Özel bir araştırma şirketinin havalimanı işletmecileriyle birlikte yaptığı araştırmaya göre, 2015 yılında 62 milyar dolar, 2017’de ise 69 milyar dolar büyüklüğe kavuşan havalimanı perakende pazarında satışlar, 2010 ile 2016 yılları arasında %6,8 büyüme yakalarken, yolcu sayısındaki artış aynı dönemde %6,1 olarak gerçekleşti. Sadece perakende sektörü için değil, yeme-içme sektörü için de havalimanları güçlenen bir mekân alternatifi olmaya başladı. Global zincirlere ek olarak yerel markaların ve gastronomik tatların servis edildiği restoranların her geçen gün havalimanlarında daha da fazla yer bulmaya başladığına dikkat çeken araştırma, 15 yıl öncesine kadar fast-food markaları tarafından domine edilen havalimanındaki yeme-içme alanlarının yolcuların beklentilerine göre daha fazla çeşitliliğe ve kaliteli tatlara kavuştuğuna değiniyor. Seyahat eden yolcuların yüzde 50’sinin bir şekilde yeme-içme alanlarından faydalandığına vurgu yapan araştırma, bu sektörün havalimanlarına daha fazla yoğunlaşması gerektiğinin de altını çiziyor.

Şüphesiz ki AVM’lere göre kiralama bedellerindeki  fark ve limitli alan arzı, havalimanında perakendeciliğe yönelen markalar için bazı zorluklar yaratıyor. Ancak, havalimanlarını kullanan her yolcu için makul fiyatlandırmaların olduğu veya yine bu yolcuların vakit geçirmek isteyeceği alanların yaratılması hem havalimanı işletmecilerinin hem de markaların yoğunlaşması gereken bir konu haline geldi. Bu yolcuların da havalimanı deneyiminin bir parçası olmasını arzulayan işletmeciler, dünya genelinde farklı konseptleri havalimanlarına getirirken, hem ülkemizde hem de Avrupa ve Kuzey Amerika havalimanlarında gözlemlenen ve her  gelir seviyesine hitap eden mağazaların azlığıaslında birçok marka için büyük bir fırsat olarak görülüyor. Havayolu ile seyahat eden yolcu sayısındaki artış göz önüne alındığında gün geçtikçe bu ihtiyacın daha da belirginleşeceğini söyleyebiliriz. Bu noktada havalimanlarının sahip olduğu “aşırı  pahalı”algısının yıkılarak, herkesin alışveriş yapabileceği bir hale gelmesi hem perakende hem turizm hem de gayrimenkul sektörünün gelecekte tartışması gereken konular arasında yer alıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir