Kovid-19 Sürecinde İklimlendirme Sistemleri İle İlgili Merak Edilen 10 Soru Ve Yanıtları

Kovid-19 Sürecinde İklimlendirme Sistemleri İle İlgili Merak Edilen 10 Soru Ve Yanıtları

1.SARS-CoV-2 Virüsü klima sistemlerinden yayılır mı ?

ASHRAE, SARS-CoV-2’nin hava yoluyla iletiminin, virüse hava yoluyla maruz kalmanın mümkün olduğunu ve iklimlendirme sisteminde bazı önlemlerle bunun kontrol edilebileceğini belirtmektedir. Buna bağlı olarak İklimlendirme sistemlerinde yapılacak bazı operasyonel değişikliklerin, hava yolu ile bulaş riskini azaltabileceğinin altı çizilmektedir.

İklimlendirme sistemleri ile sağlanan havalandırma ve filtreleme, SARS-CoV-2’nin havadaki konsantrasyonunu ve dolayısıyla hava yoluyla bulaşma riskini azaltabilir. Hiç iklimlendirilmemiş alanlar, doğrudan yaşamı tehdit edebilecek ve insanların enfeksiyona karşı direnci azaltabilecek farklı termal problemlere neden olabilir. Bu nedenle, ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinin kontrolsüz bir şekilde devre dışı bırakılması, virüsün bulaşmasını azaltmak için önerilen bir önlem değildir.

2.Pandemi sürecinde klima kullanmalı mıyız ?

Pandemi sürecinde iklimlendirme sistemlerinde dikkat etmemiz gereken en önemli konu nasıl bir sistem kullandığımızdır. Güncel olarak birçok farklı iklimlendirme sistemleri kullanılmaktadır, bu sistemler aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir;

  • Tüm Havalı Sistemler; Merkezi bir klima sisteminde ısıtılan, soğutulan hava, hava kanalları vasıtasıyla klima edilecek alanlara gönderilir. Bu hava daha sonra yine dönüş kanaları ve emiş fanları ile klima santrallerine geri gönderilir. Sistem AVM koridorları, restoranlar, tiyatro ve sinema salonları gibi insanların yoğun olarak bir arada bulundukları alanlarda kullanılmaktadır. Bu sistemlerin %100 dış hava ile çalışması mümkündür.
  • Tüm Sulu Sistemler; Merkezi olarak ısıtılan veya soğutulan su, bir pompa yardımı ile Fan Coil olarak adlandırılan iç ünitelere gönderilir. Yüzde yüz iç hava ile çalışan bu cihaz ile mahallerin ısıtılıp soğutulması sağlanır. Otel odaları, bazı AVM ‘lerin mağazalarında, hasta odalarında, plaza ofislerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
  • Havalı ve Sulu Sistemler; Bu sistemde Fan-Coil cihazları ile mahallerin ısıtılıp soğutulması temin edilirken merkezi bir klima santralinde şartlandırılan hava sadece insanların temiz hava ihtiyacını karşılamak için ilgili mahallere gönderilir. (Tüm havalı ve tüm sulu sistemlerin entegre olarak kullanıldığı tesisler)
  • Direk Genleşmeli Sistemler; İç ünite ve dış ünite olarak adlandırılan iki ayrı üniteden meydana gelmektedir. Bu sistemlerde soğutucu akışkan olarak soğutucu gaz kullanılmaktadır. Split Klima, VRF ve Roof Top cihazlar bu sınıfta adlandırılmaktadır. Bu cihazlar daha küçük ölçekli restoran, konut, ofis, alış veriş merkezleri, bazı otellerde kullanılmaktadır.

Genel anlamda özellikle ofis binaları, alışveriş merkezleri ve benzeri kompleks yapılarda bulunan havalı ve sulu sistemler dışarıdan %100 taze hava alarak bunu ortam içerisinde çevirdiklerinden REHVA tarafından sürekli ve en düşük devirde çalıştırılabileceği belirtilirken T.C Sağlık Bakanlığı tarafından kapatılması önerilmektedir Fakat direk genleşmeli sistemler (VRV, split klima gibi) ortamın içerisindeki havayı çevirdiklerinden pandemi sürecinde kullanılmamaları bütün otoriteler tarafından ortak bir görüş olarak önerilmektedir. Bu ortamlarda sürekli açılabilen cam ve kapılarla direkt dış ortamdan mümkün olduğunca iklimlendirme sağlanmalıdır ve kapılarla direkt dış ortamdan mümkün olduğunca iklimlendirme sağlanmalıdır ve unutulmamalıdır ki pandemi sürecinde konfor koşulları her zaman sağlıktan sonra gelmelidir.

3.Pandemi sürecinde mekanları nasıl havalandırmalıyız ?

Tamamen doğal yollarla havalandırlan binalardaki hava akışı ve sonuçta ortaya çıkan hava dağıtım modelleri gibi değişken ve tahmin edilemezdir, bu nedenle bu tür binalarda riski aktif olarak yönetme yeteneği çok azalır. Bununla birlikte, doğal olarak havalandırılan binalarda, tasarımsal anlamda orta ve uzun vadede pencerelerin rastgele açılmasının ötesine geçilebilir ve bu açılan pencereler doğru bir havalandırma sağlayacak şekilde orta ve uzun vadede kurgulanabilir. Fakat genel anlamda, daha yüksek ventilasyon oranlarına ulaşan alanlarda bulaş riski azalacaktır bu nedenle profesyonel havalandırma sistemlerine sahip olmayan yapılarda kesinlikle direkt dışarı açılan pencere ya da kapı yoluyla havalandırma sağlanmalıdır.

Profesyonel havalandırmaya sahip olan ve yüzde 100 dış hava ile çalışan yapılarda da mümkün olduğunca pencerelerin açılması tavsiye edilmektedir fakat bu tip bir işlemin iç ortam konfor koşullarına negatif etkisi ve potensiyel yoğuşma risklerine göre doğru bir planlama ile yapılması gerekmektedir.

Ek bir not olarak yine profesyonel havalandırmaya sahip fakat karışım havası kullanan binalarda karışım damperleri kapatılmalı (damper kapatmanın yüzde 10’luk bir geçirgenliği olacağından ek önlemler alınmalıdır) ve sistem yüzde 100 taze havaya geçirilmelidir. (geçirilemiyorsa yukarıda belirtildiği gibi HEPA filtre kullanımı sağlanmalıdır)

Tuvaletler gibi negatif basınçla çalışan alanlarda kapı ve pencereler kesinlikle açılmamalı, giderler sürekli su ile doldurulmalı ve klozet kapakları kapatıldıktan sonra sifon çekilmelidir.

4.Pandemi sürecinde mekanik sistemlerimizin çalışma frekansı nasıl olmalıdır ?

Havalandırmayı bina kullanım süresinden en az 2 saat önce nominal hıza, bina kullanım süresinden 2 saat sonra düşük hıza geçirmeniz tavsiye edilmektedir. Buna ek olarak tuvalet havalandırmalarının da 7/24 açık tutulması tavsiye edilmektedir.

Fan-Coil ya da ısıtma-soğutma sistemleri tarafında ise Fan-Coil’leri sürekli kapalı tutmalı ya da kapatmak mümkün değilse, virüs filtrelerde toplanabileceğinden ve fan açıldığında yeniden asılı kalacağından fanların sürekli çalıştırılması önerilmektedir. Sürekli havalandırma işleminde, virüs parçacıkları egzost havalandırması ile uzaklaştırılacaktır.

5.Havalandırma sistemlerinde UV-C uygulanması işe yarar mı ?

Tüm ultraviyole (UV) spektrumu mikroorganizmaları öldürebilir veya etkisiz hale getirebilir, ancak UV-C enerjisi (200 ila 280 nm dalga boylarında) en büyük yok edici etkiyi, 265 nm optimum dalga boyunda vermektedir. Şuan kullanılan modern UVGI lambalarının çoğu, 254 nm’ye yakın bir dalga boyunda UV-C enerjisi oluşturmaktadır bu nedenle seçilecek lambanın yapısı yukarıdaki optimum koşulları öncelikle sağlamalıdır.

UVGI, UV dozuna ve mikroorganizmanın duyarlılığına bağlı olarak nükleik asitlerin ve proteinlerin yapısına zarar vererek mikroorganizmaları etkisiz hale getirir. UV-C genel anlamda insan dokusuna derinlemesine nüfuz etmez, ancak gözler ve cildin dış yüzeylerine nüfuz edebilir buna bağlı olarak gözlerde büyük hasar yaratabilir. Bu nedenle, doğrudan gözlere maruz kalmayı önlemek için kesinlikle direkt temas edilmemesi gerekmektedir.

ASHRAE Filtrasyon ve Hava Temizleme Dökümanı (2018), enfeksiyöz aerosollerden kaynaklanan riskleri en aza indirmek için hava sistemlerinde UV enerjisinin kullanımı için veya buna karşı bir öneri sunmazken, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) UVGI’yı tüberküloz riskini azaltmak için filtrasyona ek bir önlem olarak gördüğü bir kılavuz yayınlamıştır. (CDC 2005, 2009)

T.C Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan tavsiyelerde ise UV ile havalandırma sistemlerinde kontrolsüz bir temizlik yapılmaması önerilmektedir.

Yukarıdaki bilgilere dayanarak söyleyebiliriz ki UV’nin SARS-CoV-2 üzerinde kesin kanıtlanmış sonuçları bulunmamakla birlikte yapılacak uygulamalarda uygulayıcı firmalardan kesinlikle test ve etkinlik sonuçlarının sorgulanması gerekmektedir.

6.İç ortamlarda nasıl bir nemlendirme stratejisi izlemeliyiz ?

HVAC sistemleri tipik olarak enfeksiyona sebep olan partiküllerin bulaşabilirliğini etkileyebilen sıcaklık ve nemi kontrol etmek için tasarlanmıştır. HVAC sistemleri bağıl nemi (Relative Humidity) kontrol etmek için tasarlanabilse de, tüm iklim bölgelerinde belirli ayar noktalarını korumanın pratik zorlukları ve potansiyel olumsuz etkileri vardır. Bununla birlikte, şu anda kanıtların ağırlığı (Derby ve ark. 2016), metagenomik analiz kullanan son kanıtlar da dahil olmak üzere (Taylor ve Tasi 2018), bağıl nemi kontrol etmenin, bazı influenza partikülleri de dahil olmak üzere bazı havadaki bulaşıcı organizmaların iletimini azalttığını göstermektedir.

Buna bağlı olarak , immünobiyoloji uzmanları orta menzilli nem seviyelerini, solunum yolu enfeksiyonlarına karşı gelişmiş memeli bağışıklığı ile ilişkilendirmişlerdir (Taylor ve Tasi 2018). Bilimsel literatür bağıl nemin yüzde 40 ile yüzde 60 arasında olduğu alanların mikroorganizmalar için genellikle en olumsuz hayatta kalmayı yansıttığını bildirmektedir. Bu belirtilen deney ve bağıl nemlendirme aralık bilgilerinin SARS-CoV-2 virüsü üzerinde kesin kanıtlanmış bir etkisi yoktur. Genel anlamda bu uygulama ASHRAE tarafından denenebilir şeklinde nitelendirilirken, REHVA tarafından gerekli görülmemektedir.

7.Havalandırma sistemlerimizde nasıl bir filtrasyon yapmalıyız ?

Eğer sistemimizin yüzde 100 dış hava ile çalışma olanığı yoksa filtrasyon sistemlerinde bazı geliştirmeler yapmamız gerekmektedir. (yüzde 100 dış hava ile çalışan sistemlerde de eğer egzoz hava çıkışları hava alış damperlerine yakınsa bu filtrelerin kullanılması önerilmektedir)

Piyasada kullanılan filtrelerin farklı özelliklerine göre tutuculuk oranları artmaktadır. Amerikan standartlarında MERV 16, ISO standartlarında F9 veya cPM1 olarak tanımlanan rijit torba filtreler ile 0.3 -1.0 µm boyutundaki uçucuların %50’sini tutabilmek mümkündür. Verimliliği çok daha yüksek olan bunun yanı sıra basınç kaybı değeri de çok yüksek olan HEPA filtreler ile 0.3 µm boyutunda uçucuların % 99.99 unu tutmak mümkündür.  Bu nedenle filtrelerin bu geçirgenlik seviyeleri ve basınç kayıpları göz önünde bulundurularak seçilmesi gerekmektedir.

8.İç hava temizleyici cihazları kullanmalı mıyız ?

Piyasada genellikle uygun fiyatlara satılan hava temizleyiciler virüslerin boyutlarının filtre geçirgenliklerine nazaran düşük olmasından ötürü doğru filtrasyon sağlayamamaktadırlar. Bu nedenle ASHRAE seçilecek kişisel hava temizleyicilerin faydalı olacağını fakat bunların HEPA filtreli olarak seçilmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Ek olarak bu filtrelerin de üretici tavsiyelerine göre değiştirilmesi önerilmektedir.

9.Klima ve havalandırma sistemlerinde ne tip bir dezenfeksiyon uygulamalıyız ?

Havalandırma sistemleri yoluyla SARS-CoV-2 yayılımını önlemek için havalandırma kanallarının temizlenmesini öneren kesin görüşler bulunmaktadır. Ancak kanal temizliği odadan odaya bulaşmaya karşı etkili değildir, çünkü ısı geri kazanımı ve geri dönüş havası ile ilgili yukarıdaki talimatlara uyulması durumunda havalandırma sistemi bir bulaştırma kaynağı değildir. Küçük partiküllere bağlanmış olan virüsler havalandırma kanallarında kolayca birikmez ve normal olarak bir şekilde hava akışı tarafından taşınabilir. Bu nedenle, normal kanal temizleme ve bakım prosedürlerinde herhangi bir değişikliğe gerek yoktur. Çok daha önemli olan; yukarıdaki önerilere göre, taze hava beslemesini arttırmak ve geri dönüş havasından kaçınmaktır. Fakat yine de uzun zamandır sistemleri kapalı olan ofis, AVM gibi yapılarda biriken toz ve kirliliği önlemek adına genel bir temizlik yapılması ASHRAE tarafından tavsiye edilmektedir.

Fan-Coil cihazlarının pratik olarak küçük parçacıkları filtreleyemeyen ancak yine de parçacıkları toplayabilen kaba filtreleri vardır. Öncelikle bu filtrelerin kullanımdan önce değiştirilmesi ya da temizlenmesi termal konfor anlamında faydalı olabilir.

Ek olarak Fan-Coil ısı eşanjörü yüzeyinde, fancoillerini bir saat boyunca 60°C’ye veya bir gün boyunca 40°C’ye kadar ısıtarak virüsü etkisiz hale getirmek mümkündür. Bu nedenle FCU tesisatlarında belirtilen sıcak su yöntemi ile dezenfeksiyon sağlamak mümkündür.

10.Toplu taşıma ve servis kullanımlarında nelere dikkat edilmelidir?

Ülkemizdeki toplu taşımaların büyük bir çoğunluğu iç hava ile ısıtma ya da soğutma yapmaktadır. Bu nedenle yaz aylarında klima sistemlerinin kapalı tutulması ya da klima sistemlerinin dış hava ile çalışacak hale getirilmesi gerekmektedir.

Servislerde ise yine iç havalı sistemler kapatılmalı ve pencereler ile havalandırma yapılmalıdır. Bu şekilde çalışma mümkün değilse ısıtma-soğutma sistemleri dış havalı olacak şekilde revize edilmelidir.

Kaynaklar:

Murat Can Elmalı
Partner, Head of Project & Development Services