Oteller Mücadeleyi Bırakmıyor

Oteller Mücadeleyi Bırakmıyor

KOVİD-19 PANDEMİSİNE KARŞI, GÜÇLÜ OTELLER YENİ STRATEJİLER GELİŞTİREREK BAŞARILI BİR GERİ DÖNÜŞ İÇİN HAZIRLANIYOR

KOVİD-19 salgını dünya çapında tüm ülkeleri etkisi altına almıştır. Pandemi dolayısıyla kişisel veya profesyonel düzeyde neredeyse hiç ziyaretçi alamayan oteller daha önce deneyimlemediği şekilde ağır bir darbe almıştır. STR verilerine göre, Avrupa, en çok etkilenen bölge konumunda olup mevcut oda başına otel geliri (RevPAR) 2020’nin ilk yarısında %59 azalmıştır. Asya Pasifik Bölgesi ise, salgından etkilenen ilk bölge olmasına rağmen, %55 ile daha az bir belirgin düşüş kaydetmiştir. Amerika Kıtası %46, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi ise %41 oranında bir düşüş yaşamıştır.

Doluluk oranı artması ile belirtilen pazarların bazılarında otel performansının iyileştiği ortaya çıkmaktadır*:

  • Amerika Kıtası %40
  • Asya Pasifik Bölgesi %39
  • Orta Doğu ve Afrika %28
  • Avrupa %22

Ülkeler toparlanmaya hazır olmak için çeşitli aşamada önlemler ve yaklaşımlar uygularken, otel pazarı da paralel olarak performanslarını yükseltmek için hazırlıklar yapmaktadır. Pandeminin etkisiyle kaydedilen düşüş ilk başlarda tüm pazarlarda şiddetli ve hızlı olsa da, toparlanma hızı çeşitli etkenlere bağlı olarak pazardan pazara önemli ölçüde değişecektir:

1.Hükümetin Rolü: Belirgin ve önemli farklılıklar, hükümetlerin uyguladığı seyahat kısıtlamaları ile bunların kaldırılmalarının koordinasyonsuz zamanlaması ve yetkililer tarafından oteller de dahil olmak üzere seyahat sektörüne sağlanan destekler üzerine olmaktadır. Örneğin, İtalya ve İspanya gibi Avrupa’daki birçok turistik ülke, kısıtlamaları hızla kaldırmış olup, Sicilya’daki uçuş masraflarının %50’sini karşılamak gibi teklifler de dahil olmak üzere yaz tatillerinde turistleri ülkelerine çekebilme adına etkili kampanyalar başlatmıştır. İngiltere ise, Haziran ayında gelen tüm turistler için 14 günlük bir karantina şartı koyarak bu durumun tersi yönünde bir tavır alıp Temmuz ayında geri adım atmıştır.

2. Makro Ekonomik Ortamlar: KOVİD-19 sonrası ekonomik yavaşlamalar, durgunluklar ve jeopolitik gerilimler; iş ve tatil amaçlı seyahatler üzerinde dolaylı etki oluşturması ile birlikte, diğer coğrafyalarda farklı seviyelerde artış göstermektedir. Oxford Economics’e göre, 2020 için GSYİH tahminleri Libya’da %42’lik bir düşüşten Guyana’da %30’luk bir büyümeye kadar değişmektedir.

3. Otel Arzı: Otel arzındaki büyüme oranlarındaki dikkate değer farklılıklar, birçok ülkedeki gelecek arzında belirgin bir oranda artışla karşılaşmasıyla, bazı durumlarda otellerin KOVİD-19 öncesi performanslarını gölgede bırakmaktadır. Bunun aksine, oldukça sınırlı arza sahip olan ülkeler de mevcut olup, seyahat kısıtlamaları kaldırıldıktan sonra toparlanma sürecinde daha güçlü performans göstermeleri beklenmektedir. 

4. Seyahat Ekosistemi: Oteller; hava yolları, tur operatörleri, turistik yerler ve etkinlikler, kongreler ve toplantılar gibi bütüncül bir seyahat ekosisteminin önemli bir parçasıdır. Bununla birlikte, KOVİD-19’un bu önemli sektörler üzerindeki etkisi ve toparlanma hızı da pazardan pazara değişkenlik gösterecektir. ICAO tarafından Haziran 2020’de yayınlanan rapora göre, 2020 yılı boyunca havayolu yolcu trafiğinin %48-62 oranında azalması beklenirken, bu durum uzun mesafeli turizme bağlı olan pazarlar için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. 

5. Sağlık ve Güvenlik: Güney Kore, Çin ve Asya Pasifik’teki diğer bölgeler gibi çeşitli coğrafyalarda tekrarlanan salgınlar; Avrupa ülkelerindeki bazı bölgeler ile Kaliforniya, Teksas ve Florida gibi bazı ABD eyaletlerinde meydana gelen yeni artışlar ve bunlara ek olarak güvenlik veya risk durumundaki değişkenler de otel pazarındaki toparlanma hızını etkileyen faktörlerden olmaktadır. Başlangıçta, çoğu pazarı V şeklinde hızlı bir toparlanma süreci beklemekteydi, bazı ülkeler için hala geçerli olsa da, diğer pazarların çeşitli şekillerde daha geniş çaplı toparlanma yolları ile karşı karşıya kalacağı ve otellerin bir süre daha zorlu koşullarda faaliyet göstermesinin muhtemel olduğu giderek daha açık hale gelmiştir. Öte yandan, güçlü oteller bu zorlu süreçte mücadeleyi bırakmamaktadır. Bunun için; kısa, orta ve uzun vadede kendi stratejilerini geliştirerek KOVİD-19’a karşı başarılı olmak adına kendilerini hazırlamaktadırlar.

KISA VADEDE KRİZDEN ZARAR GÖRMEMEK: HER ŞEY GÜVENLİK VE NAKİT YÖNETİMİ İLE İLGİLİ

Oteller, pandemiden dolayı oluşan tedirginlikler hafifleyene kadar; temizlikten akşam yemeğine kadar, her konuda yaklaşımlarını yeniden düşünmek zorundadırlar. Otele gelen misafirler, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), Amerikan Otel ve Konaklama Derneği ve çok sayıda küresel otel şirketi gibi dünyanın dört bir yanındaki çeşitli kuruluşlar tarafından belirlenen temizlik yönergelerini takip eden otellerden giriş yaptıkları andan itibaren sağlık ve güvenliğe maksimum seviyede dikkat gösterilmesini bekleyeceklerdir. Öte yandan bu krizden kurtulmak için tek başına güvenli bir otel işletmenin çok ötesinde yapılanmalara ihtiyaç vardır. Dolayısıyla, otellerin de ayakta kalması gerekmektedir. Bu amaçla, otel işletmecileri, harcamaları minimuma indirmek adına daha düşük hizmet seviyeleri ve kolaylıklar sağlayan ve aynı zamanda hafta sonları dolu ve hafta içi boş olabilme gibi talep dalgalanmalarıyla başa çıkma esnekliği sağlayan çoklu göreve sahip çekirdek kadroya sahip otelleri işletmektedirler. Bununla birlikte bazı yenilikçi oteller, teslimat hizmetleri sunarak veya az kullanılan odaları ofis alanı veya özel yemek odaları olarak yeniden tasarlayarak kısa vadede gelir kaynaklarını çeşitlendirmektedir. Mesela İsveç Stadt oteli az kullanılan odalarını özel yemek alanları olarak kullanıma sunarken, misafirlere diğer yemek yiyenlerle sosyal mesafeyi koruyarak dışarı çıkma ve yemek yeme imkanı sunmuştur. Siparişler telefonla verilebilmektedir, böylece yemek alan müşteriler için odadan çıkmak zorunluluğu kalkmış bulunmaktadır. Viyana’da bulunan Sacher Oteli ise grupların özel bir uşak tarafından servis edildiği yemek organizasyonları için otel süitlerini veya odalarını üç saate kadar kiralayan bir başka örnektir. Dubai Rove Otelleri, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük açık çalışma alanı ağı olan Letswork firması ile ortaklaşa olarak, özel ofis odalarını, ücretsiz güvenli ve hızlı Wi-Fi hizmeti, sınırsız kahve, çay ve su, özel banyo, rahat yatak ve özel yemekler hizmeti ile birlikte kullanıma sunmuştur.

Bazı yenilikçi oteller, şimdi satın alıp daha sonra kullanabileceğiniz gelecekteki seyahatler için “tahviller” sunmaktadır. Şikago’da bulunan 452 odalı London House Oteli, bu stratejinin iyi bir örneğini sunmaktadır. Otel, insanların $100‘lık artışlarla satın alabilecekleri “tahviller” sunmaktadır. 60 günün sonrasında, bu tahviller değer kazanarak hızlı bir %50 yatırım getirisi ile $150 değerinde olacaktır. Misafirler, KOVİD-19 sonrası dönemde otele giriş yapmaya hazır olduklarında; konaklama, oda servisi, otelin teras barındaki içeceklere kadar her şey için bu tahvilleri paraya çevirebileceklerdir.

ORTA VADEDE DÖNÜŞÜM: AKILLI TEKNOLOJİ KONUSUNDA DAHA DA AKILLI OLMAK

Son yıllarda birçok otel, misafirlerinin konaklama şartlarını daha da iyileştirmek adına akıllı teknoloji ürünlerini kullanmaya başlamış olup yüksek teknoloji çözümleri ile verimlilik ve rahatlık sunmuştur. Öte yandan, KOVİD-19’un ortaya çıkmasıyla birlikte, akıllı teknolojilerle donanımlı otellere olan ihtiyaç daha da artmıştır. Verimlilik ve konfor, değişimin itici güçleri olmaya devam ederken, akıllı teknoloji uygulamaları otelin sağlık ve güvenliğini sağlamaktada da önemli rol oynayabilmektedir. Yakın zamanda yayınlanan ve KOVİD-19 Sonrası Dönem: Oteller – Çin’de Uzun Süre Konaklama adı altındaki Cushman & Wakefield raporuna göre; akıllı temizleme sistemleri, otomatik havalandırma sistemleri hizmetleri gibi akıllı teknoloji çözümleri ve daha fazlasını gelecek planlarına dahil etmelidir. Buna ek olarak, akıllı telefon uygulamaları, rehber robotlar, gezici robotlar ve ses asistanları gibi oda içi teknoloji giderek daha önemli rol oynarken, misafir ve otel arasında bir bağlayıcı haline gelmektedir. Örneğin; kameralar, mikrofonlar ve hoparlörlerle donatılmış olan gezici robotlar, “banyo nerede?”gibi otelle ilgili yaygın soruları yanıtlayarak önemli bir rol oynayacak olup gerektiğinde bazı konularda destek vermek için insanları uyaracaklardır. Mobil olarak yapılan otel kayıt ve otel çıkış işlemleri, dijital kapı anahtarları, teslimat robotları ve çevrimiçi otel tanıtım görevlisi hizmetleri halihazırda uygulanırken, yakın zamanda bu uygulamaların standart bir hale gelmesi gerekmektedir. Böylece idari süreçleri ve resmi etkileşimleri ortadan kaldırarak zamandan tasarruf ederken misafirler ve otel arasındaki temasın ortadan kalkmasını sağlayacaktır.

UZUN VADEDE GELİŞME: GELECEK DÖNEM İÇİN OTELLERİ HAZIRLAMAK

KOVİD-19, otellerin bu kriz ortamından kurtulmaları için bazı değişiklikler yapmalarını gerektirirken, otellerin bir sonraki adıma hazır olmaları adına hazırladıkları uzun vadeli planlarını ve stratejilerini test etmiştir. Nakit akışı zorlukları göz önüne alındığında, bazı oteller bu durumla işletme perspektifinden mücadele ederken, sonucu mülklerini satışa çıkarmak yönünde olacaktır. Yeniden açılma durumu olmayan diğer otellere gelindiğinde ise, varlıklarını yaşlı bakım evi, öğrenci yurdu veya hatta ortak yaşam konsepti olarak başka bir amaçla sürdürmeyi tercih edeceklerdir. Örneğin, Hong Kong’daki birçok otel, sürekli olarak doluluk konusunda yaşadığı zorluklar sonrasında binalarını ortak yaşam alanlarına dönüştürmeyi planlamaktadırlar. Wong Chuk Hang’da bulunan Mojo Nomad Aberdeen Harbour Oteli, mevcut durumda 65 oda ve 250 yataktan oluşurken, Aralık 2019’da ortak yaşam alanına dönüştürülmüş bir oteldir. Bununla birlikte, diğer pek çok otel, otel işletmecileri ve yeni sermaye destekleriyle, gelecekte ticari büyümeyi sağlamak ve mülk varlıklarını yenilemek / yeniden konumlandırmak için ortaklıklar kurma yönünde ilerleyebilirler. Bu oteller, bu dönemi sadece kısa, orta ve uzun vadeli planlarla gelecekte daha güçlü ve daha iyi bir konuma gelmek için değil, aynı zamanda sektörün eski kısıtlamaların bazılarından kurtularak ‘sıfırlamak (reset atmak)’ için bir fırsat olarak da görebilirler. Bu durum, mevcut protokolleri yeniden değerlendirmek ve otel alanı için yeni kullanımlar bulmak için iyi bir zamana denk gelmektedir. KOVİD-19’un bir sonucu olarak, oteller sağlık ve güvenliği sağlamak adına sınırlandırılmış hizmetler ve olanaklarla çalışmaktadırlar, ancak otellerin tüm bu hizmetleri sunmaları gerekmediğinde ne gibi durumlar ortaya çıkar? Daha da iyisi, müşteriler temizlik ve çamaşırhane gibi hizmetler için ödeme yapmaya başlarsa ne olur? Yeni havlular temin etmek ve çarşafları değiştirmek gibi günlük hizmetlerin gereksiz olarak değerlendirilmesi veya yalnızca belirli günlerde konaklamadan sonra veya ek bir ücret karşılığında sunulabilmesi, otellerin yeni normali olarak ortaya çıkabilir. Ortalama iki gece kalış süresine sahip bir otelde konaklama temizliğinin azaltılması, günlük temizlik için oda sayısını %50 oranında azaltacaktır ki bu durum, sürdürülebilirlik açısından büyük bir kazanç olmaktadır. Yeni teknolojinin olumlu bir etkisi olarak, hizmetlerin optimize edilmesi yalnızca operasyonel verimliliği arttırmakla kalmadığı gibi çevresel bir faydaya da sahiptir. Buna ek olarak, yeterince kullanılmayan otel alanları, sadece kısa vadeli değil, aynı zamanda otellerin kalıpların dışında düşünülmesi için uzun vadede bir fırsat da sağlayabilecektir. Pandemi döneminde Amsterdam merkezli Zoku Otelleri, günlük kalacak yerler olarak otel odalarını yeniden değiştiren ve yeni normalin sorunlarına cevap veren bir markadır. Zoku’nun özel çalışma odaları (WorkLoft), oda servisi, yüksek hızlı Wi-Fi ve ofis malzemeleri de dahil olmak üzere günlük €50’luk bir ücret karşılığında misafirlere huzur ve sessizlik sunmaktadır. Beklenmedik bir değişime yanıt olarak esnek bir konsept oluşturmanın başarılı bir örneği olan Zoku, pandemi sonrası dönemde de bu sistemi devam ettirmeyi düşünmektedir. Bu örnekte de görüldüğü gibi, oteller misafir odalarının ötesinde ve toplumun faydasına göre düşünmelidir. Pandemi öncesinde, ACE ve Standard Hotels Group gibi yenilikçi otel markaları, yerel sakinlerin taleplerine uygun olarak lobilerinde yemek yemek, sosyalleşmek, alışveriş yapmak ve çalışmak gibi imkanlar sunmaktaydı. Skift tüketici araştırma raporuna göre, araştırmaya katılanlara bir otelde “kalıcı misafir olmadan” kullandıkları ürün ve hizmetler hakkında sorular sorulduğunda, üçte birinden fazlası otel restoranında yemek yediklerini söylemiştir. Buna ek olarak, %29’u otelin Wi-Fi hizmetini kullandıklarını, dörtte biri otel barında içecek aldığını ve %10’dan fazlası otelde bulunan bir perakende mağazasından ürün satın aldığını belirtmiştir. Dolayısıyla, bu oteller sadece seyahat edenler için değil, aynı zamanda yerel halk için de hizmet sunmaktadırlar.

oteller-grafik (1)

Kaynak: Winning the Engagement War (Etkileşim Mücadelesini Kazanma): Yardımcı Donanım Kullanarak Geleceğin Otelini Yaratmak

Otel sektörü, esnekliğini ve uyum sağlama özelliğini, kendisini günlük olarak teşvik eden değişikliklerle başa çıkmak için kullanmaktadır. Bununla birlikte, dünyanın dört bir yanında çözüm arayan ve operasyonel uygulamaları geliştiren profesyonellerin sayısı etkileyici bir noktadadır. Mevcut ortam, konaklama uygulamaları ve finansal verimlilik için uzun vadede avantajlar içeren yeni teknoloji ve hizmet protokollerinin uygulanması yönünde de önemli bir fırsat sunmaktadır. Özetle; pandeminin etkisinde ekonomik olarak zor koşullardan geçtiğimiz bu dönemde oteller mücadeleyi bırakmadığı gibi, birçoğu her gün daha bilinçli, daha akıllı, daha esnek ve önümüzdeki dönemler için daha hazırlıklı olmayı hedeflemektedirler. 

Oteller-Mücadeleri-Bırakmıyor.pdf

Cushman & Wakefield Türkiye