Akıllı Bir Kent Ne Vadedebilir?

Akıllı Bir Kent Ne Vadedebilir?

Akıllı cihazlar en basit haliyle internete bağlanarak belli bir veriyi alıp işleyen daha sonra da buna göre harekete geçen cihazlar olarak değerlendirilebilir. Bu kavramın hayatımıza girmesinden bu yana önce geleneksel anlamda kullandığımız telefonlar; daha sonra saatler, kıyafetler, arabalar akıllı teknolojileri edinerek internetin sonsuz dünyasına bağlandılar. 2016’nın sonuna doğru yaklaşırken de akıllı sistemlerle donatılmış evler ve ofis/konut düzeninde kullanılabilecek akıllı cihazlar pazarda yerini alıyor. Evdeki/ofisteki cihazların birbiriyle ve akıllı telefonlarımızda haberleşerek gündelik yaşamı olabildiğince kolaylaştırmaya başladığı bu dönemde sonsuz senaryolar gündeme gelmeye başladı.

Cebimizdeki cihazlardan başlayıp, yaşadığımız/çalıştığımız ortamlara kadar genişleyen “akıllı”laşma süreci, neden şehirlere de gelmesin ki? Akıllı şehir anlayışını benimseyerek bir şehrin tüm kalemlerini – elektrik, su, trafik, ödeme sistemleri, toplu taşıma vb. – birbiriyle iletişim kurabilecek ve kendilerini optimize edebilecek düzeye getirmek, bugün olduğumuz yerden bakınca o kadar da olasılıksız gözükmüyor.

Avustralya’nın Adelaide şehri, akıllı şehir uygulamalarını sistemlerine entegre etmeye başlayan ilk şehirlerden. Adelaide Üniversitesi tarafından yürütülen akıllı şehir projesi başarıya ulaşırsa zamanı gelince tüm Avustralya’nın yararlanabileceği büyük projeler hayata geçirilecek ve tüm ülke akıllı hale gelecek. Peki, bu akıllı şehir konseptiyle hedeflenen ne?

Şehir yönetimiyle ilgili farklı yerden gelen bilgilerin değerlendirilerek otomatik yönlendirmelerle şehir yaşamını kolaylaştıracak aksiyonların teknolojiler sayesinde alınması amaçlanıyor. Trafik sıkışıklığının azaltılması, çevreye zararlı gazların salınımının kontrol edilmesi, vatandaşların güvenliğinin sağlanması ve acil durumlara daha etkin müdahale konuları akıllı şehir fikrinin altında geliştirilebilecek alanlardan yalnızca bazıları.

Şehrin geliştirdiği en etkin akıllı uygulamalardan biri şehrin Acil Yardım Ofisi’ne entegre edilmiş durumda. Trafik kazasında yaralıların sağlık geçmişine parmak izini tespit eden dokunmatik cihazlar yardımıyla ulaşabilecek, yaralı konuşamayacak durumda olsa bile kayıtlarına ulaşılarak doğru tedaviye hemen başlanabilecek. Yaralının alerjisi olup olmadığı, kan grubu, kronik hastalıklar İlk Yardım Ekibi olay yerine ulaştığında çoktan ekibin monitörlerinden görüntülenebiliyor olacak ve tedavinin olay yerinde başlamasına olanak sağlanacak.

Bir diğer örnek ise Yeni Zelanda’da yer alan Wellington Highway yolu. Yola yerleştiren trafik sensörleri, kameralar, Wi-Fi ve Bluetooth cihazlarının koordineli çalışmasıyla bu yolun trafik durumumun bir dökümü çıkartılıyor. 2016 ortasında hayata geçirilen projede araçların ne zamanlar yoğunlaştığı, sürücülerin hangi durumlarda sık şerit değiştirdiği, hangi noktalarda “şok dalgası” adı verilen ani yavaşlama ve hızlanma kökenli sıkışıklıkların meydana geldiği araştırılarak merkezde toplanıyor. Daha sonra bu verilere göre yola yerleştirilen uyarı levhaları ve yönlendirmeler sürücülere gün içinde izlemeleri gereken uyarılar oluşturuluyor. Böylece dur-kalk yapan değil devamlı akan bir trafik hedefi gerçekleştirilip hem karbon salınımı düşük tutuluyor hem de trafik problemi ortadan kalkıyor.

İstanbul ve Ankara gibi yüksek nüfuslu şehirlerimiz de akıllı şehir uygulamalarıyla tanışarak, kentlerin ve vatandaşların karşılaştığı çeşitli problemleri bu yolla çözebilir. Özellikle İstanbul’da kullanılabilecek kimi akıllı şehir çözümlerini kısaca şöyle sıralayabiliriz:

  • Barajlardaki doluluk oranlarının otomatik olarak gözlemlenmesiyle barajlarda oluşabilecek bir kuraklık ihtimalinin önüne geçilebilir, hangi barajın hangi alanda daha etkin kullanılacağı hesaplanabilir. Öte yandan suyu belli bir ortalamanın üstünde kullanan ve israf olarak değerlendirilen semtlerin verileri analiz edilebilir ve bu semtlerin su tüketimini azaltmak için çalışmalar düzenlenebilir.
  • Metro, metrobüs gibi toplu ulaşım noktalarında bilet noktasından geçen ya da duraklarda bekleyen yayaların sayısına göre bu araçlara oluşan talep, sistem tarafından analiz edilebilir ve sefere çıkan araçların sayısı otomatik olarak ayarlanabilir.
  • Olumsuz hava şartlarından ötürü iptal edilen deniz seferlerini düzenlemek adına hava verilerinden gelen değişimlere göre seferler hızlı bir şekilde tekrar aktifleştirilebilir.
  •  Yangın vakalarının sık görüldüğü semtlerdeki binalarda oluşacak bir risk, doğrudan itfaiye ekiplerine iletilebilir, hiç bir can kaybı yaşanmaksızın sürece müdahale edilebilir.Akıllı şehir uygulamalarının kullanılabileceği sonsuz ihtimal ve senaryo mevcut. Önemli olan cihazlarda başlayan, evlerimizde ve ofislerimizde devam eden akıllılaşma süreci şehirlerde ne zaman kendine yer bulacak?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir